Bilişsel Davranışçı Terapi, mutlu bir yaşam ile aramızda duran şeyin yıkıcı inançlar olduğunu belirtir. Bu inançlar, çoğu zaman yanlış anlamalara dayanarak, istenilen sonuçlara ulaşmamıza engel olur.
Hepimiz hayatımızın farklı dönemlerinde bu tür inançlarla karşı karşıya kalırız ve bu, depresyon, panik ataklar, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi çeşitli psikolojik sorunlara yol açabilir.
Bazen kendimizi yeterince iyi hissederiz, sanki sorunlar bizi etkilemez. Ancak, başka zamanlarda o kadar üzüntü ve yalnızlık hissederiz ki tünelin sonunda hiç ışık yokmuş gibi gelir.
Aslında, geçici refah ile yaşam kalitesinde gerçek bir iyileşme arasındaki temel fark, düşünce biçimimizin değişmesidir.
Geçici refah, sorunların bir süreliğine ortadan kalkmasıdır, ancak zor bir durum ortaya çıktığında geri döner.
Nesneleri olduğu gibi görmüyoruz. Onları olduğumuz gibi görüyoruz.
Virginia Satir
Bu aşamada, sorunu "çözmüş" gibi hissedebilirsiniz, ancak sonra travmatik bir olay meydana gelir ve her şey yeniden başlar.
Daha fazla içerik için uygulamada
Sadece içeriğin bir kısmını görüyorsunuz, uygulamada çok daha fazla interaktif makale bulacaksınız. Ayrıca, psikolojik metinler, durum takibi, günlük ve otomatik düşünce günlüğü gibi birçok özellik mevcut!
Yaşam kalitesindeki gerçek iyileşme şu unsurları içerir:
İnançlar, değer sistemimizi, hedeflerimizi, davranışlarımızı, bu davranışların değerlendirilmesini, olaylara verdiğimiz tepkileri ve otomatik düşüncelerin ortaya çıkışını belirler. Örneğin:
Birçok uzman, danışanın sorunlarının derin nedenlerini belirlemenin uzun bir terapötik süreç gerektirdiğini ve birçok yıllık çalışmaya rağmen çoğu kişinin sorunlarının gerçek nedenlerini anlamadığını düşünmektedir.
Ancak bilişsel terapi, bu zorluğun üstesinden gelmede önemli bir katkı sağlamıştır.
İyileşme, bir başkası değil, kendinizin daha iyi bir versiyonu olmaya çalıştığınızda başlar.
Marsha Linehan
Yıkıcı inançlarınızın derin nedenlerini anlamanıza ve depresyon ve anksiyete bozukluklarının önlenmesine yardımcı olmak istiyoruz.
Bu tür inançları belirlemek, sorununuzun veya durumunuzun tuzağına neden düştüğünüzü ve hayatınızın hangi dönemlerinde savunmasız olabileceğinizi anlamanıza yardımcı olacaktır.
İnançlarla çalışmak, kişisel gelişimin anahtarıdır.
Yıkıcı inançların belirlenmesinin kritik önemi, bu inançları tespit etmek için oldukça basit bir yöntem geliştirilmesine yol açmıştır. Bu yöntem, Dr. Arlene Weissman tarafından geliştirilen "Disfonksiyonel İnançlar Ölçeği" olarak bilinir.
Weissman'ın araştırmaları, depresif dönemler arasındaki otomatik olumsuz düşüncelerin yoğunluğunun önemli ölçüde azaldığını, ancak yıkıcı inanç sisteminin depresif dönemlerde olduğu gibi yaşam boyunca da sürdüğünü kanıtlamıştır.
Bu sayede, inançların sürekli olarak duygusal istikrarsızlığa yatkınlık oluşturan bir eğilim olarak var olduğu görüşü doğrulanmıştır.
Bu yöntem sayesinde, yıkıcı inançlarınızı oluşturan değerleri belirleyebilir ve sizi depresyona, nevrozlara ve başka birçok soruna karşı savunmasız hale getiren zaafiyetlerinizi anlayabilirsiniz.
Bu, sizin psikolojik Achilles topuğunuzdur.
Sonraki bölümlerde, bu değerleri daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz, böylece kendi inançlarınızı belirlemeyi ve değerlendirmeyi öğrenebilir ve uzun vadeli duygusal refah için gerçekçi ve yapıcı bilişsel inançlar geliştirebilirsiniz.